Özellikle e-ticaret siteniz var ise web sitenizin yönetimini sürdüren ajansın aşağıdaki iş adımlarını yürüttüğüne emin olun ya da hiç uğraşmayın direk İmgesel ile doğru yolu bulun

 
1. Sitenize değer katacak bir blog oluşturun
Araştırmalara göre firmaların %80 inin içerik yönetimi için eleman sağladığı ama sadece %32’ sinin bu stratejinin verimli olduğunu hissettiği bilinmektedir. Firmalar istedikleri hedeflere ulaşmak için arama değeri yüksek konularda kalemi kuvvetli kişilerce içerik oluşturmalı ve bunu doğru görseller ile sunması gerekmektedir.

 
2. Ürünleriniz ile ilgili videolar oluşturup paylaşın
Video doğru zamanda müşterilerinize sunabileceğini çok güçlü bir satış aracıdır. Videoyu yayınlamak için iki farklı yöntem var. Birincisi videoyu kendi hostinginizde barındırmak. Bu sitesinin videolar ile Google da yükselmesini sağlamak açısından önemli bir adımdır. İkinci yöntem ise videoyu Youtube,Vimeo gibi aktif video sitelerinde paylaşmak. Bu yöntemi kullanmakta ki en büyük avantajımız Youtube’un Google dan sonra ki en büyük arama motoru olmasıdır.

 
3. Amacı olan sosyal medya kampanyaları
Sosyal medya platformu doğru kullanılır ise marka bilinirliği ve etkileşim sağlamak için mucizeler yaratabilir. Müşterileriniz ile sosyal mecrada üzerinde de ne kadar bir olursanız sektörünüzde o kadar parlar, rakiplerinizin dikkatini çekersiniz.
Takipçileriniz ile etkileşim, site trafiğiniz açısından da oldukça önemlidir. Google sitenizi derecelendirirken sosyal medya verilerine dikkat eder. Etkileşim halinde bir sosyal medya topluluğunuz olursa bu sizin blog yazılarınızın ya da ürünlerinizin Google da daha üst sıralarda çıkmasını ve bu sayede daha çok trafik almanızı sağlayacaktır.

 
4. Müşterilerinizi yorum yapmaya teşvik edin
Günümüzde birçok e-ticaret sitesinde müşteriler yorum yapabiliyor ama çok az ajans bu yorumları bir stratejiye dönüştürüyor. Müşterin %88’nin online yorumlara profesyonellerin önerisi kadar güvendiğini biliyor muydunuz? Her bir yorum müşterilerinizin alım kararı vermesinde büyük bir katkısı olacaktır.
Detaylı bilgi ve destek için bizim ile iletişime geçebilirsiniz numaramız; 0312 265 04 18

İş arkadaşınızın koltuğunun altına havalı korna bağlayın

Mayonez ile diş macununu değiştirerek güzel gülüşler elde etmesine yardımcı olun.

Tatlı çikolatalarda ufak değişiklikler yapın

Mause’un da ufak bir değişiklik yapın

Sabunu şeffaf oje ile kaplayıp banyoya koyun

Giyilebilir teknolojinin bu alandaki tek örneği olan dijital rozet, adım saymıyor, fotoğraf çekmiyor veya kalori hesabı yapmıyor. Tek yaptığı şey iOS ve Android uygulaması aracılığıyla bağlandığı akıllı telefondan seçilen GIF’leri oynatmak ve bu yolla kullanıcısının kendini ifade etmesine katkı sağlamak. Görüldüğü gibi çok basit bir çalışma mantığı olan bu dijital rozetle kullanıcılar, ister hazır tasarımlardan yararlanabiliyor isterse uygulama üzerinden kendine özel bir tasarım oluşturabiliyor.

Geliştiriciler, rozetin çapının 5 cm, ağırlığının ise 16 gram olduğunu belirtiyor. Ayrıca 262k renkli ekranın micro USB üzerinden şarj edildiği ve tahmini pil ömrünün 74 saat olduğu ifade ediliyor. Ekranda sürekli hareketli GIF oynatılması durumunda pil ömrü 2,5 saate düşüyor. Piyasaya çıktığında 100 dolardan satılması beklenen dijital rozetin erken davranıp sipariş vermek isteyenler için fiyatı 60 dolar. Proje başarıya ulaşırsa tahmini teslimat tarihi ise Şubat 2017.

Kaynak:Log

Josephine Cochrane: Bulaşık Makinası

Ann Moore: Bebek taşıma aleti icat edip, daha sonra da ürünü markalaştırıp satışa sundu.

Dr. Maria Telkes: Ev güneş ısıtma sistemi

Marion Donovan: Kullanılıp atılan çocuk bezi

Barbara Askins: Negatifteki resimleri iyileştirme teknikleri geliştirmiştir.

Hedy Lamarr: 2. Dünya Savaşı sırasında “Gizli İletişim Sistemi” geliştirdi ve bu kodlar kırılamaz özellikteydi.

Dr. Ellen Ochoa: Astronot olan Ochoa, ürün üretiminde robot teknolojisinin önünü açacak “Optik Analiz Sistemleri”ni bulmuş.

Tabi ki ilk aşamada akıllara “spam” yapılacağı gelse de bunu önlemek için bazı çalışmalar yapılıyor. Messenger üzerinden reklam göndermek isteyen markaların, reklam göndereceği kişi ile daha önce Messenger üzerinden iletişime geçmiş olması gerekecek. Yani şu anlama geliyor, daha önce Messenger üzerinden yazıştığınız bir marka size reklam gönderebilecek. Böylece ilgisiz reklamlardan korunmuş olacaksınız ve markalar size reklam gönderebilmek için bir şekilde sizinle sohbet başlatmaya çalışacak.

Bu olay Facebook’un markalara sağlayacağı özel bir link aracılığıyla olacak. “fb.com/msg/sirketadi” şeklinde bir bağlantı sahibi olacak firmalar, bu linki müşterilerine göndererek onlarla sohbet başlatabilecek. Siz onlara bu linkten ulaşabileceğiniz gibi sohbet başlatmanız onların da size reklam göndermesine izin verdiğiniz anlamına gelecek.

Bu özelliğin henüz test aşamasında olduğunu da belirtmemiz lazım. Eğer test kullanıcılarından olumsuz sonuçlar çıkarsa bu özellik hiçbir zaman gün yüzüne çıkmayabilir. Facebook’un WhatsApp ve Messenger gibi devasa platformları paraya dönüştürme çabası bu yıl büyük bir önem kazanacak gibi görünüyor.

Facebook, uygulama yükleniyor animasyonu için A/B testi yaptı.

Facebook ekibinin yaptığı kullanıcı araştırmasında varsayılan iOS yükleniyor animasyonunu (sağdaki) kullandıklarında kullanıcılar kendi cihazlarını , uygulamaya özel yeni bir yükleniyor animasyonu (soldaki) ile beklediklerinde ise uygulamanın kendisini yavaşlattıklarını düşünüyorlar.

10 popüler site üzerinde yapılan araştırmada, popüler e-ticaret sitesi Amazon, istatistiksel olarak en yavaş yüklenen site olarak belirlense de, kullanıcılara sorduklarında en hızlı site olarak hissedilmiştir. Dolayısıyla hızın ölçülebilir bir metrik olmasından ziyade insanların hissettikleri bir algı olduğunu bilenler, bu algıyı doğru bir şekilde kullanma fırsatı yakalıyor.

Günümüzün en popüler fotoğraf paylaşım servislerinden biri olan Instagram’ın zamanında rakiplerinden sıyrılmasını sağlayan en büyük özelliği insanların, uygulamanın hızlı olduğunu düşünmesiydi. Instagram bu algıyı oluşturmak için bilinçli şekilde bir strateji uyguladı. Kullanıcıyı 1–2 sn. bekletiyor, sunucularına veriyi kaydedip, bağlantı da kopmadığı takdirde ‘beğenildi’ sonucunu gösteriyordu. Gerçekte ise Instagram alınan beğeni aksiyonu henüz sunucuya kaydetmemişken ‘beğenildi’ olarak sonucu gösteriyor, kullanıcılar uygulamayı kullanmaya devam ederken bir yandan veriyi sisteme kaydediyordu. Kullanıcı bakış açısıyla bir şeyi beğenmek için bu uygulamada beklemeye gerek yoktu.

Instagram’da 2011 yılından beri kullanıcı aldığı aksiyonun etkisini anında görüyor.

Instagram ‘hemen sonucu göster, veriyi sonra eşleştir’ mantığını ile uygulamanın birçok noktasında hızlı algılanmayı hedefleyen benzer taktikler uyguladı. Teknik anlamda sunuculara gönderilen istek sisteminin kodlanması daha zor ve veri eşleme mantığından dolayı daha yavaş çalışıyor olsa da kullanıcıların gözünde hızlarını betimleyen tek kelime amaçladıkları gibi ‘anında’ydı. Tüm bu taktikleri doğru şekilde uygulayarak ilk 12 ayında 12 milyon üyeye ulaşan Instagram, kısa zamanda rakiplerinden sıyrılmayı başardı.

2016 yılının trendleri Rose Quartz ve Serenity; şefkat, soğukkanlılık duygularını taşıyan ikna edici ve nazik renkler olarak tanımlanıyor. Serenity rengi özellikle çalkantılı dönemlerde soluklanma ve rahatlama duygularını uyandıran; yukarıda hafif, havadar ve geniş bir gökyüzü olduğunu bize hatırlatan bir renk olarak görülüyor.

Pembenin soğuk tonlarından biri olan Rose Quartz, hem asil hem de eğlenceli yönüyle dikkat çekiyor. Rose Quartz; Peach Echo (Şeftali), Serenity ve Lilac Grey (Grimsi Lila) renkleri ile uyumlu olarak kullanılabiliyor. Dinginliği çağrıştıran, soğuk ama iç rahatlatan bir renk olarak Serenity ise Buttercup (Düğün Çiçeği), Peach Echo (Şeftali) ve Snorkel Blue (Koyu Mavi) ile oldukça uyumlu.

Kaynak: grafikhaber.net

Kullanıcıların çoğu Haber Akışı sayfasında uyarı şeklinde bir hatırlatıcı notu görecek. Bu notta yeni özelliğin nasıl kullanılacağı gösterilecek.

Kullanıcı arkadaşlarını veya sayfaları seçtikten sonra ilk Facebook’a girdiğinde yeni Haber Akışı sayfasıyla karşılaşacak. Seçilen gönderiler en üstte sıralandıktan sonra diğer gönderiler eskisi gibi sıralanacak.

Kaynak:sosyalmedya

Dijital dünya gittikçe büyüyor ve şirketiniz için bu dünyada uygun bir yer edinmeniz gerekiyor. Çünkü dijital dünya satışları hızla arttırıyor ve diğer taraftan hızla gelişerek karmaşık hale geliyor. Bu karmaşaya ayak uydurmak için bir an önce dijital dünyanın bir üyesi olmak büyük önem taşıyor.

Günümüzün trendlerine baktığımızda bazı öne çıkan yaratıcı özellikler olduğunu görüyoruz. Bu trendleri zaman kaybetmeden takip etmek hem markanızın bilinirliğini hem de online itibarınızı önemli ölçüde etkiliyor. Birlikte çalışacağınız ya da halihazırda birlikte çalıştığınız dijital ajans, markanızın geleceğine de etki ediyor. Bu noktada emin adımlar atmanız için belli başlı sorular var.

Birlikte çalıştığınız dijital ajans müşterilerinizle kuracağınız birebir iletişimi sağlar. Dijital dünyada iyi bir izlenime sahip olmak gittikçe önem kazanıyor çünkü içinde yaşadığımız dünya inkar edemeyeceğimiz bir hızla dijitalleşiyor. Hangi sektör olursa olsun sosyal medyanın önemini inkar edemeyiz. Kişisel hesapları düşündüğümüzde bile bu ortaya çıkıyor.

Bugün küçük firmalar da dijital dünyada başarılı bir temsil elde ettiği zaman büyük markalara karşı mücadele edebilir hale geliyor. Direkt müşteriye hitap edebildiğiniz bu ortamda birlikte çalıştığınız dijital ajans, şirketinizin üst seviyelere çıkmasını sağlayabiliyor.

Birçok seçenek arasında doğru dijital ajansı seçmek bu nedenle markanız için vereceğiniz en önemli kararlardan biri haline geliyor. Dijitale ayırdığınız bütçe ve birlikte çalıştığınız ajansın yetkinlikleri doğrultusunda en doğru kararı vermeniz büyük önem taşıyor.